Dersim’den Akbelen’e destek: Bu kesim kara leke olarak kalacak
MUĞLA – Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Ormanı’nda 24 Temmuz’da başlayan ağaç kesiminin ardından bölgedeki doğal katliama karşı duran ve defalarca devlet şiddetine maruz kalan köylü ve çevrecilerin çabaları bir haftayı geride bıraktı. Bir hafta içinde yurdun dört bir yanından yüzlerce kişi ağaç katliamına son vermek için İkizköy’e akın etti. Akbelen Ormanı’ndaki çabaya destek verenlerden biri de yıllardır ekolojik talan projeleriyle mücadele eden Dersimliler oldu.
Dersim Dernekler Federasyonu ve Munzur Koruma Kurulu öncülüğünde 15 kişilik bir grup Akbelen Ormanı’na geldi. Dersim Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri ve Munzur Koruma Kurulu Üyesi Hasan Şen, mücadeleyi Akbelen’den Munzur’a genişletmek için İkizköy halkının yanında olduklarını vurguladı.
‘1938’DEKİ İNSAN ÖLÇÜSÜ GİBİ AKBELEN’DEKİ BU BÖLÜM KARA BİR LEKE KALACAK’
Kesilen ağaçları görünce yaşadıkları acının tarifsiz olduğunu ifade eden Şen, “O bölgeye bakmak istemedim. Fotoğrafları görüyorduk ama yıkımı görmek bu kadar büyüktü. Doğaya saldırıyorlar. Bu memleket böyle devam ederse Akbelen bu memleketin ileriki günlerine kara bir leke olarak kalacaktır.1937-38’de Dersim’de nasıl bir halk katliamı olduysa, biz hala Sivas Katliamını anıyorsak, bugün de öyle anılacaktır. Akbelen’deki bu asırlık ağaçların kesiti ülkemiz coğrafyasında kara bir leke olarak kalacaktır” dedi.
‘ŞİRKETLERİN VAHŞİ SALDIRILARININ EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ YERLERDEN BİRİ’
Geçen yıl ağustos ayında İkizköylüleri ziyaret ettiklerini ifade eden Şen, “Geldiğimizde kesilen gördüğünüz her yer ağaçlıktı. Bu ağaçların kesileceğini öğrenince kendi yöremizden buraya gelmeyi kabul edip anlaştık. Dönem geldi, herkesin bildiği gibi uzun bir zaman, “Yıllardır ülkemizin emeğini, doğasını, şehirlerini talan eden bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Geçmişte gördüğümüz Akbelen ile bugün arasında dünya çapında bir fark var. Şirketlerin yağmacı saldırılarının en belirgin olduğu yerlerden biri burası” dedi.
“POLİS VE ASKERİ DE KENDİ PARAMİLİTELERİNE DÖNÜŞTÜLER”
Akbelen’de iki yıldır bir direnişin olduğunu hatırlatan Şen, seçimden sonra siyasi iktidarın pervasızlığının daha da arttığını belirtti. Polis ve askerin şirketin koruması haline geldiğini ifade eden Şen, “Limak geçmişte Dersim’e yakın Bingöl-Elazığ sınırında yapmak istediği projelerde paramiliter güçler kullanıyordu. Buraya geldiğimizde polisi ve orduyu kendi paramiliter güçleri haline getirdiklerini gördük: “Onların pervasızlığını şirketi koruma şekillerinden görebilirsiniz. Kentleri, doğayı ve emeği hızla yağmalamak ve kapitalist sürece sokmak için mücadelelerine buradan başladılar.”
Ekolojik mücadelenin Munzur’dan Akbelen’e genişletilmesi gerektiğinin altını çizen Şen, “Çağrımız şu: Akbelen’i kaybetmemiz gerekiyor. Bir tek ağaç kalsa bile o ağaca sahip çıkmak için dayanışma içinde olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu köprü aslında sadece Akbelen ve Akbelen.Dersim’in tam ortasında değil.Uzun yıllardır yaşam alanlarını savunmuş iller, ilçeler, köyler olarak orta yollara geldik.Bütün savunucularla bir araya geleceğiz. Dersim Ovacık’ta düzenleyeceğimiz festivalde hayat Akbelen’i güçlendirmemiz gerekiyor.”